pepee

HAFTANIN VİZYON FİLMLERİ: 20 OCAK 2017

Animasyon açısından zengin bir vizyon haftasındayız. Bu hafta üç animasyon birden vizyona giriyor.

MOANA

Üç bin yıl önce dünyanın en büyük denizcileri engin Güney Pasifik suları boyunca seferler düzenlerken okyanusun birçok adasını keşfeder. Sonrasında, bin yıl boyunca birdenbire duran seferlerin sırrını bugün hâlâ kimse çözememiştir. (Basın Bülteninden. kaynak: sadibey.com)

Moana, aslında 2016 filmi ama bizde vizyona giriş tarihi 2017’ye sarktı. Dünya geneline bakacak olursak Moana, Disney’in 2016’da vizyona soktuğu ikinci animasyon filmdi. Hem gişede hem de ödül törenlerinde diğer Disney filmi Zootopia’nın gerisinde kaldığını belirtmeliyim. Buna rağmen Moana her Disney filminde olduğu gibi yine ortalamanın üstünde bir animasyon. Okyanusya kültürünü ve coğrafyasını ele almasıyla da diğer animasyonlardan ayrılıyor.

Dünya çapında 488 milyon dolar hasılat elde etti Moana. Metacritic puanı ise 81. Animasyon severlerin kaçırmaması gereken bir film olduğunu söylemeliyim.

PEPEE: BİRLİK ZAMANI

Pepee “Birlik Zamanı” adlı macerasında dedesinin STEAM (Scine, Teknoloji, Engineering, Art, Mathematic) laboratuvarında ürettiği teknolojik sıcak hava balonu ile Türkiye semalarında kaybolur. Yüreğindeki tüm sevgileri arkasında bırakarak. Bu teknolojik uçan balon Pepee’yi önce Adıyaman – Nemrut, Urfa – Göbeklitepe ve en son da Kapadokya’ya götürür. Pepee acaba gerçeği bulabilecek mi? Başına gelen onca işten sıyrılıp evine geri dönebilecek mi? Sevginin ve bir olmanın ne kadar önemli ve değerli olduğunu anlayabilecek mi? (Basın Bülteninden. kaynak: sadibey.com)

Yıllardır televizyon dizisi olarak izlediğimiz Pepee, bu sefer uzun metraj animasyon filmiyle sinemalarımızda. Çocuklara yönelik bir animasyon, okul öncesi çocuklar için olduğunu söylemek çok daha uygun olacaktır.

MİNİK KAHRAMANLAR MACERA PEŞİNDE

Özel güçlere sahip bir grup çocuk ve onların güvenilir köpeği devlet tarafından tarihin en büyük sanatçılarından Leonardo Da Vinci ile ilgili bir görev için zamanın gerisine yollanan minik kahramanlarımızın heyecan dolu maceraları anlatılıyor. Fransa’yı çalkantılı olduğu bir dönemde Jules Verne’in yarattığı bütün karakterler yaşamıştır ve bunun farkında değillerdir. Yeni Fransa başkanı yazarın kitaplarını düzenleyerek bir kitap yapmak ister, ama herşeyi birbirlerine karıştırır. Bu durumu değiştirebilecek olanlar sadece 4 kişiden oluşan yetenekli bir çocuk grubudur. Zamanda geriye gider ve yazarın kitaplarındaki karakterleri teker teker yerlerine koyarlar. (Basın Bülteninden. kaynak: sadibey.com)

Peru yapımı bu filmin yapım yılı 2012. Dağıtımcı firma karne tatili için bir film bulmak istemiş ve sadece bunu bulabilmiş anladığım kadarıyla. Filmin Imdb puanı 3,1. Kesinlikle uzak durulması gereken bir animasyon.

Düsyeri Animasyon Stüdyosu

Düşyeri Animasyon Stüdyosu

 1.      Düşyeri animasyon stüdyosu olarak Pepee ile büyük bir hayran kitlesi yakaladınız.Bu başarının arkasında sizce ne yatmaktadır ?

 

– Her şeyden önce Ayşe Şule Bilgiç’in (Yapımcı/Senaristimiz) Proje üzerindeki öngörüleri Pepee’nin kaderinde çok etkili oldu. Ekip olarak bakınca tüm arkadaşlarımız işin teknik gereksinimlerinin yanında Pepee’nin hedef kitlesine ulaşması için neler yapılacağı konusundaki katkıları sayesinde Pepee bu günkü haline geldi. Açıkçası işin teknik kısmını başarmanın gerçekten başarılı bir proje için anahtar rol olmadığının herkes farkında. Mükemmel bir görsel dünya yapabilirsiniz ama izleyici o dünyanın içinde yaşamıyorsa başarısız oluyor. Çocuklara ulaşabilmek sanıldığı kadar kolay değil.

 2.      Stüdyonuzda ki ekipten bize bahsedebilirmisiniz ?

 

– Ekibimiz aslında bir dizi proje için Türkiye’de bulunabilecek en iyi arkadaşlardan oluşuyor. Çünkü sürekli olarak imkansızı başarıyoruz. Hem zaman kıstları hem işin doğasındaki teknik sorunlar hem de sürekli bir kalite yükseltme mecburiyeti yüzünden her çıkan bölüm büyük bir mücadele veriyoruz. Çok yorulmamıza rağmen çok eğlenebilmemiz de işin bir başka güzel yanı.

 

 3.      Bir çok animasyon stüdyosu İstanbul da konumlanmaktadır fakat siz neden İstanbul yerine Eskişehir’de konumlanmayı tercih ettiniz ? 

–  İçimizde gizli bir Don Kişot yaşıyor. Bir proje için ekibin kalitesinin yanında o ekibin kaliteli bir yaşama sahip olması da önemli. Eskişehir’de Türkiye’de en iyi animasyon eğitimi veren Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin200 metreuzağındayız. Anadolu Üniversitesi ile Türkiye’de bir türlü başarılamayan Üniversite/özel sektör bağlarını kuruyoruz. Ekibimiz neredeyse hepsi güzel sanatlar eğitimi almış, çok güçlü sanat altyapısı olan insanlar. Bu insanları İstanbul’a taşımak yerine stüdyoyu Eskişehir’e taşımak her şeyden önce bize huzur getirdi. Öğle yemeğine 10 dakikada eve gidebilmek, okulun imkanlarından faydalanabilmek, gençlerin içinde modern bir şehirde rahat yaşayabilmek uzaktan göründüğü gibi bir geri adım değil. Hiçbir eksiğimiz yok, pek çok artımız var. Pek çoğumuz üste para verseler İstanbul’a dönmek istemiyor.

4.      Pepe dışında başka yeni projeleriniz var mı ? Eğer var ise bu projeler hakkında bilgi verebilir  misiniz ?

 

– Elbette var. Hem de çok uzun süre hepsini yapamayacak kadar çok projemiz var. Sürekli arayış içinde olmak bu işin bir numaralı kuralı. Plan aşamasını aşıp bölüm haline gelmiş ikinci projemiz ise şu an üretim aşamasında. Pepee’den sonra bambaşka bir dünyada bambaşka bir teknikle hazırlanmış ve kesinlikle Pepee’den çok daha fazla beğenileceğine inandığımız projemiz kısa süre sonra tanıtılacak. Şu an Pepee her ne kadar lokomtifimiz olsa da yeni projemiz gözbebeğimiz.

 

 5.      Bir Pepee bölümünün nasıl oluştuğu hakkında bize bilgi verebilir misiniz ?

 

– Dizi çizgi film projelerinde kullanılan iş akışı Pepee’de de geçerli. Senaryo ve pilot sesler İstanbul’da hazırlanıyor. Senaryo ve sesleri baz alarak bir ön hazırlık yapıyoruz. Akabinde hikaye resimlenip 2 boyutlu bir animatik haline getiriliyor. Sahneler bölümlendikten sonra animatörlere ulaştırılıyor. Animasyon bittikten sonra kalan işleri post ekibi hallediyor. İş akışında zaman faktörü çok önemli olduğu için yeni nesil bir GPU render motoru kullanıyoruz. Sadece bu safhada normal render motorlarına göre 4-5 kat daha hızlı çıkış alabiliyoruz. Kabaca haftada bir bölüm Pepee teslim edebiliyoruz.

 6.      Pepe dışında yapılmış Türkiyede ki diğer projeler hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

– Şu andaki mevcut talebe göre yeterli çeşitlilikte çizgi film henüz üretilmiyor. Yeterli çeşit ve sayıda çizgi film sadece TRT Çocuk ile olmuyor. Eğer bu monopol kırılırsa o zaman gerçekten başarılı projelerin önü açılacak. Şu an görsel kalite açısından oldukça başarılı işler var.

 7.      Pepe gibi bir projenin başarılı olması sizce Türkiye’de ki animasyon sektörüne etkileri ne olmuş olabilir ?

 

-Pepee aslında bu anlamda sektöre yol açan lokomotif bir proje oldu. Pepee’den önce de projeler yayınlanıyordu, sonrasında da çıkanlar var. Lakin henüz hiç bir proje Pepee kadar sevilip benimsenmedi. Projelerin henüz fikir aşamasında doğru hedef seçip işin gereksinimlerini doğru belirlemek gelecekteki başarısını doğrudan etkiliyor. Bu açıdan bakınca çoğu işteki en büyük hata yapılan işin hedef kitleyi mutlu etmesinin her şeyden daha önemli olduğunun işin kargaşasında unutulması. Çok emek harcanarak yapılan bir projeden belki ekip çok memnun olabilir ama kimse benimseyip sevmiyorsa kendi çocuklarınıza izleteceğiniz bir iş olarak kalması çok üzücü.

 8.  Son olarak Pepee hakkında nasıl yorumlar almaktasınız ve bu yorumlar size bir sonraki projeleriniz için yardımcı olacak mı ?

-Pepee hakkında o kadar çok yorum alıyoruz ki artı o işi İstanbul takip ediyor. Yorulduk. Çocuk sahibi olan her kes Pepee’yi takip ediyor. Her ne kadar okul öncesi yaş grubuna hitap etsek te büyükler de çocuklar ile birlikte izliyor. Bölümü teslim ettikten 2 gün sonra bölüm hakkında yağmur gibi yorum yağıyor. Facebook’taki Pepee resmi sayfasına bir göz atın olayın fenomen boyutundaki vehametini anlayacaksınız. Bu durum bazen bizi çok kısıtlayabiliyor. Pepee bisikletini sürerken ellerini bırakıyor, çocuklar da görüp bunu yapıp sağa sola çarpıyorlar diye şikayet geliyor. Bunun yanında yeni projelerimiz için belki tüm diğer stüdyolardan büyük avantajımız izleyicinin ne istediğini artık çok daha iyi biliyoruz.

 

H. Emre KONYALI
Mustafa N. BİLGİÇ