Anadolu Üniversitesi G.S.F. Çizgi Film (Animasyon) Bölümü Başkanı Doç. Dr. Fethi Kaba ile animasyon ve animasyon eğitimi üzerine bir ropörtaj gerçekleştirdik:
1- Bölümün tarihinden biraz bahseder misiniz?
1990 yılında eğitim-öğretime başlayan Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film bölümü, Türkiye’de ilk çizgi film eğitimi veren kurumdur. Bölüm, son yıllarda görsel iletişim sektörlerinde (özel televizyonlar, video, animasyon ve multimedya yapım şirketleri, reklam ajansları gibi) ortaya çıkan çizgi film sanatçısı gereksinimini karşılamak amacıyla kurulmuştur.
2- Sizin animasyona ilginiz nasıl başladı?
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım 3. sınıf öğrencisiyken, 4. sınıf ana seçmeli derslerin arasında animasyon dersinin olduğunu gördüm. 3. sınıfta ödev olarak yaptığımız kitap illüstrasyonlarında karakterlerimin çizgi film karakterlerine olan yatkınlığı ve artık durağan görüntülerden farklı bir şeyler yapmam gerektiğini fark ettiğim anda 4. sınıfta ana seçmeli animasyon dersi almak istedim.
3- Verilen eğitimin içeriği nedir? Hangi alanlarda eğitim veriliyor?
Ders programı geleneksel çizgi film, 3 boyutlu bilgisayar animasyon ve sinema dersleri üzerine yapılandırılmıştır. Günümüzde yeni teknolojilerin ortaya çıkmasıyla çizgi film sanatı, hemen hemen otomatik üretim sürecine dönüşerek, temel ve türsel niteliğinde önemli değişikliklere uğramış ve bu sanat dalının hem görsel dil dağarcığı, hem de kullanım alanları genişlemiştir. Uzun metrajlı filmlerden kısa metrajlı filmlere, reklam filmlerinden etkileşimli cd tasarımlarında kullanılan filmlere kadar bir çok medya, çizgi filmin uygulama alanı içine girmiştir. Bütün bu uygulama alanları içerisinde bugün çizgi film sanatçısı için en önemli gelişme, çağımızın hızla değişen toplumu içerisinde kendisine “meslek” olarak bir yer bulmasıdır. Bölüm, bu alandaki sosyo-ekonomik örgütlenmeyi destekleyen bir tutumu benimsemektedir. Böylece Çizgi Film Bölümü, bu sanat dalının eğitimini vermenin yanında, onu bir meslek dalı haline getirme sorumluluğunu da üstlenmiş bulunmaktadır. Dört yıllık eğitim sonunda, sinema dili, film, video, animasyon teknikleri öğretilerek, reklam, sinema, televizyon, multimedya ve eğitim sektörlerinin çeşitli dallarında görev yapacak ve bir tek konuda uzmanlaşmış sanatçı tipinden çok, hem kavramsal hem de teknik becerileri üstün, donanımlı sanatçılar yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.
4- Öğrencilerden beklentiler nelerdir?
Öğrencilerimiz, bölüme girmeden önce mutlaka bu bölümü isteyip istemedikleri konusunda doğru karar vermeliler. Animasyon zor bir alan, sadece sevmek yetmiyor. Çok çalışmak ve sabırlı olmak şart. Öğrenci olduktan sonra da sadece verilen eğitim ile yetinmeyip kendilerini de geliştirmek zorundalar. Çok film izlemeli, okumalı, teknolojiyi takip etmeliler.
5- Mezunlar için çalışma alanları yeterli mi?
Türkiye’de çalışma alanları; reklam ajansları ve son yıllarda açılan animasyon stüdyoları. Ancak yeterli olduğunu söylemek zor. Bu nedenle, bazı mezunlarımız yurt dışında şanslarını deniyorlar. Animasyon bir çok sanat ve tasarım alanını içinde bulunduran bir sektör. Sinema bunların içinde en başat olanı, dolayısıyla dünya sinema ve oyun sektörü kapasitesinde projelerin yapılması gerekiyor. Bunlar olduğu zaman çalışma alanları yeterli olabilir.
6- Bölüme girmek isteyenlerin yapmaları gerekenler nelerdir? Örn; YGS-LYS puanları ne olmalı?
YGS-LYS gibi puanların oranı her yıl değişkenlik gösterebiliyor. Bu Yönetim Kurulu’nun vereceği kararlarla ilgili. Ancak, değişmez olan şey; çizebilme becerisi. Bölüm özel yetenek sınavı ile öğrencilerini seçiyor. Bu konuda çok çalışmalılar. İyi çizebilmeli ve yaratıcı düşünüyor olmaları gerekiyor.
7- Yetenek sınavında dikkat edilmesi gereken noktalar var mı?
Yetenek sınavı, adından da anlaşılacağı üzere yeteneğe bağlı bir sınav. Bu konuda çalışmaları ve hazırlanmaları gerekiyor. Sınav (eğer yönetim kurulu değişiklik yapmazsa) iki aşamalı oluyor. İlk sınav baraj sınavı: bu sene (2012-2013 eğitim dönemi’nde) görsel algı ve genel kültür testi ve karakalem çizgi çalışması şeklinde yapıldı. Bu barajı geçen adaylar ise daha önce tercih ettikleri (en fazla üç) bölümlerin sınavına girmeye hak kazanıyorlar. Her bölüm kendi sınavını yapıyor. Aday, tercih ettiği her bölümün sınavını da kazanırsa kendi istediği bir bölüme kayıt yaptırıyor. Bölüm, asil listeden öğrenci eksiğini, ilan ettiği yedek listeden tamamlıyor. Her ne kadar bölümler kendi sınavlarını yapsalar da, sonuçta her bölüm yetenek ölçebilen bir sınav yapıyor.
8- Bu bölüm kimler içindir? Kimler başarılı olabilir?
Bu zor bir soru. Bölüm, bu konuya gönül verdiğine inanan herkes için aslında. Ama buna doğru karar vermek gerekiyor. Ben çizgi film izlemeyi çok seviyorum diyerek bu bölüme gelmeleri yanlış olabilir. Animasyon alanlarını ve bölüm derslerini inceleyerek bu bölümü tercih etmeliler. Başarılı olmaları derslerde iyi performans sağlamalarına bağlıdır. Çizmekten, bilgisayar teknolojisini takip etmekten sıkılmamaları ve kendi tarzlarını geliştirirken bu konuda inançlı olmaları önemli bir faktör.
9- Dünya’da animasyonun durumunu nasıl buluyorsunuz?
Dünya’da animasyon gelişen teknoloji ile birlikte çok ileri seviyeye ulaşmış durumda. Sinemadan oyuna, reklam filmlerinde kısa filmlere kadar çok geniş bir yelpazede eserler üretilmektedir. Özellikle sinema endüstrisinde, gerçek ile animasyon arasındaki keskin çizgi gittikçe belirsizleşmeye başlamıştır. Sanal aktörler, mekanlar, efektler vb. bir çok enstrüman gerçek çekim filmle birlikte kullanılıyor. Bunun yanında, uzun metrajlı animasyon filmlerin de üretim sürecinin kısalması bu filmlerin daha fazla üretilebilmesi yolunu açmıştır. Eskiden bir sezonda bir kaç film vizyona girerken şimdi bu sayı artış göstermektedir.
10- Animasyonun Türkiye’deki durumunu nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de animasyon, özellikle 1970 yıllarda karikatür sanatçılarının bu alana ilgi duymasıyla, reklam filmleri üretmesiyle bir ivme kazanabilmiştir. O dönemde sinema sanatçıları da bu alana ilgi duysaydı gelişimi daha hızlı olabilirdi diye düşünüyorum. Bugüne geldiğimizde ise, bu dalda eğitim veren kurumların artmasıyla daha ileri seviyelere ulaşması mümkün görünüyor. Uzun metraj sinema filmlerinde animasyon kullanımı henüz yeterli seviyede değil. Ancak animasyon kalitesi artık yeterli seviyede ve bizim mezunlarımız buna hazırlar. Yapılan çalışmalar da bunu gösteriyor zaten.
11- TRT için yapılan dizilerin sektöre ne gibi etkileri oldu?
TRT Çocuk için yapılan diziler sektöre önemli bir hareketlilik kattı. Dizi de olsa, bazı filmlerdeki kalite, bu işin artık Türkiye’de de yapılıyor olabildiğini göstermesi açısından çok önemli. Bu sayede, mezunlarımız için iş imkanları doğdu. Ancak mutlaka ve mutlaka, uzun metraj animasyon filmi için de artık zamanın geldiğini düşünüyorum. Bu konuda da çalışmalar yapılması gerekiyor.
12- Animasyon eğitimi adına yeni projeler var mı?
Animasyon sınırları genişleyen bir alan. Bu nedenle, bu gelişmeleri izlemek ve ders programı içine almak durumundasınız. Yeşil perde, hareket yakalama vb. teknolojilerin yan bilgi olarak, öğrencilerimize ders olarak verilmesi ve uygulamalar yapılması eğitim içinde yer almalıdır. Bunun yanında akademik anlamda bu alanda daha çok çalışmanın yapılması, eğitimin gelişimine katkı sağlayacaktır. Daha çok konuşmalı, tartışmalı, fikirler geliştirmeli ve bunları paylaşmalıyız.
13- Başka üniversitelerde de bu bölüm açılmaya başlandı, daha da devam edecek gibi. Bunun sizin bölümünüze etkisi nasıl olur?
Başka üniversitelerde animasyon bölümü açılması sevindirici. Bu alanda yanlızca biz, yıllardır tek başımıza eğitim veriyorduk. 1990’da bölüm kurulduğunda Türkiye’de önümüzde örneğimiz yoktu. Şimdi yeni açılan kurumlara ise biz bir örneğiz, bu onlar için önemli bir avantaj. Akademik gelişim için de bölüm sayısının artması faydalı bir gelişme olacaktır.
14- Genç animatörlere ve animatör olmak isteyenlere tavsiyeleriniz var mı?
Animasyon, daha önce de sözünü ettiğim gibi çok geniş bir alan. Bu alan içinde hangi konuda uzmanlaşmak istediklerini bilmeleri çok önemli. Yapmak istediklerinizi, sınırlarınızı iyi bilin ve bu konuda mücadele edin. Kapasitenizi doğru değerlendirerek sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da bu işi yapabileceğinize inanın. Bu, sizin bu işe bağlılığınızla ilgili bir durum. Yeterince sevmeden bu alanda başarılı olmanız çok zor.
Doç Dr. Fethi Kaba’ya bize vakit ayırdığı için teşekkür ederiz.
Röportaj çok yardımcı oldu teşekkürler. Bölümle ilgili tek kaygım el çizimi. Daha önce inşaat bölümü okuduğum için (birbirne uzak iki alan olsada)aşinalığım var. Ama yinede kendimi bu konuda yetenekli görmüyorum. Bu bölüm bana çizmeyi öğretecekmi yoksa en baştan hayal kırıklığımı yaşayacağım bilemiyorum.